Taşralı tanımında hakaret içeriği aramayı doğru bulmuyorum.
Taşralılık büyük şehir dışında yaşayan insanları kasteder. Ama bunda hakaret yoktur, bu sadece bir tanımdır. Türkiye’li, Alman, Amerikalı.... gibi taşralı...

İçeriğinde bir kapalılık barındırır. Dar bir yaşam çevresi kastedilir. Görece şehir yaşantısına göre kısıtlı koşulları barındırır.

Ama bu demek değildir ki bu insanlar zeki olamaz, çalışkan olmaz, uyum sağlayamaz.... Ama her küçük şehirde yaşayıp da daha büyük bir şehire geçiş yapan insanlarda bir dönem uyum sorunu olur. Bu da yadsınamaz. Bence kastedilen tam bu noktadır. Yani o geçiş dönemindeki alışma süresi uzarmışsa taşralılık dan bahsedilebilir.

Örneğin bizim yıllar önce Almanya ya işçi olarak çalışmaya giden insanlarımız.. Uzun bir süre uyum sorunu ile yaşayan bu insanlar (ki çoğu büyük şehire bile ayak basmadan daha uygar bir ülkeye çalışmaya gitmişlerdir), kendi köylerine tatile gittiklerinde altlarında araba başlarında şapka ile şehirli görüntüsü vermediler mi kendi köylülerine.. Bunun gibi..

Yıllar önce İngiltere de bir öğrenci yurdunda kalmıştım. Kurban bayramıydı. Öğrenci ailelerden biri küvette koyun kesmeye çalışmış. Koyun kaçmış, her yer kan içinde... İşte bu taşralılık/köylülük olarak tanımlanabilir. Çünkü yaşadığı yerde bunu yapmasının bir sakıncası olmasa da o ortama uyum sağlaması ve bu duruma neden olmaması gerekirdi... Bir şehirli bunu kendi apartman dairesinde yapmaz. Ama bir köylü kendi yaşadığı alanda bunu yapar kimse de yadırgamaz.. Şimdi bunda bir aşağılama var mı? Bu yaşanılan yerin doğasıdır.. Uyum sağlama sorunudur..