Dün, Zeynebi kreşten eşim aldı.
Eve geldik. "Sana birşey söyliyeceğim" dedi.
Noldu ki, dedim.
"Zeynep bizi öğretmenine şikayet etmiş." dedi.



-Niye ki ?

Dün Elif hanım, (öğretmeni) bütün çocuklara, hafta sonu ne yaptınız diye sormuş.
Bizim kızın verdiği cevap.: "Annem beni ananeme bıraktı. Hiç bir yere gitmedik"
Zeynep'cim, annen baban seni götürmüşlerdir parka-bahçeye, ya da çok önemli işleri vardır, o yüzden bırakmışlardır.
demiş öğretmeni de.

"Yok, ananemin bahçesine bıraktılar beni,(kedi yavrusu gibi birde boynunu bükmüş öğretmenine )
götürmediler biryere" diye cevap vermiş çok bilmiş kızım.

Öğretmeni de bizi uyarıyor.
"Zeynep böyle bir şikayetle bize geldi.
Sizin gezdirdiğinizi biliyorum ama, böyle söylüyorsa, bu konuda biraz üzerine düşmenizi isteyeceğim"

Oysa ki, gezenti ben, zaten evde oturmayı sevmiyorum.
Her hafta sonu, cumartesileri Ananane de kahvaltıdayız.
Bahçede mis gibi kahvaltı.
Sonra ver elini, çarşı-park...Akşam 6-7 gibi de eve gideriz.
Pazar günleri de zaten dışarıdayız.

Üstelik bu cumartesi eve sadece yatmadan yatmaya girdik desem yeri var.
Sabah bahçede kahvaltı. Oradan arkadaşımın kızının doğum gününe gittik. Yaşıtları bir sürü çocukla beraberdi. Ordan eve geldik. Yemek için dışarı çıktık. Lunaparka gittik.
Pazar günü yeniden kahvaltıya çıktık. Deniz kenarına. Denize ayaklarımızı bile soktuk. Bütün gün açık havadaydık. Bir sürü yaşıtı çocukla oynama imkanı olan bir yer. Oradan yine açık havada yemek yemeğe. Eve geldik, banyosunu yaptı ve zaten uyku saati.

Allaaamm yaa, dahaa ne kadar gezdirebilirim ki ben bu çocuğu. Birde utanmadan şikayet ediyor beni öğretmenine.

Ama, birde şu var ki,üzülmedim desem yalan olur.
3,5 yaşında bir velet tarafından öğretmenine şikayet edilmek beni biraz üzdü, birazda düşündürdü. "Nerde hata yaptım diye?"