Mutlaka buraya koymuşumdur, ama bizlere bu açıdan da bakın istedim.

--------------------------------------------------------


Cerrahlara Sık Sorulan Sorular: F.A.Q.

Hekim olduğunuzu, hele de cerrah olduğunuzu açık etmişseniz soru bombardımanına tutulursunuz.

Sorularınıza daima amade olmakla mükellef bu kulunuz konuya biraz esprili yaklaşmak istedi(!).

Hoşgörünüze sığınıyor ve yorumlarınızı bekliyorum.


Tıp son derece ağır, uzun ve meşakkatli eğitim isteyen bir bilim. Özellikle cerrahi branştaki bir hekim eğitimi esnasında gecesini gündüzüne katar, sağlığından, sosyal yaşantısından, sevdiklerinden çaldıklarını hastalarına harcar. Hepimiz bunun farkındayız, ama nedense bir hekimin karşısında çok farklı davranıyoruz.

Ben bile bir hekim olarak hasta pozisyonuna geçtiğimde saçmalıyorum.

Hastalar karşımda nasıl davranırsa aynısını yapıyorum.

Örneğin; bir yıl önce apandisit ameliyatı oldum. Hala yara yerim hissiz ve zaman zaman şimşek gibi çakan ağrılarım oluyor.
Ameliyatımı yapan meslektaşımı ilk gördüğüm yerde espriyle karışık şu soruyu soruyorum. "İçimde birşey mi unuttunuz?"

Cerrahlara en sık sorulan diğer sorular, ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası olarak ayrılır, ama çoğu hasta herşeyi bir seferde öğrenmek ister.
Doğal olarak aklında %15 'inden fazlası kalmaz(!).

Herkes olacağı ameliyatın ayrıntılarını öğrenmek ister. Halbuki isteseler de herşeyi anlatamam, ancak ameliyat masasında karşıma alırsam göreceğim ayrıntılar vardır.

Yarama domates dokunur mu? Ne zaman yıkanayım ?(Bu soruya aldığı "hemen" yanıtı ile yüzlerinde beliren dehşet ifadesi ilginçtir), Ne zaman top oynayabilirim? Ne zaman eşimle birlikte olabilirim (bu soru kaçamak sorulur, açık bir yanıt vermezseniz hayatı cehenneme döner).

Soru listesi makulden en ufak ayrıntıya kadar uzar. Cebiniz çalar, hastanede elinizde eldivenle yakalanırsınız, markete giderken, asansöre binerken, hatta yazın zar zor kaçtığınız tatilde havuz başında, her an her şey olabilir.

Bunlardan bıktığım veya yüksündüğüm gibi bir kanıya varmanızı istemiyorum. Ama yorucu olduğunu kabul edin.

Son yasal düzenlemelerden sonra hekim-hasta ilişkisi keskin bıçakla ayrıldı, hoşgörü ve sabır hekime, tahammülsüz ve tatminsizlik hastaya kaldı.

Biz hekimleri zor günler beklerken, bizler de sizin soru ve sorunlarınızı bekliyoruz efendim.

Zaten varlık nedenimiz de bu değil mi?

Saygılarımla..

Op.Dr.Nilgün Erdoğan

Genel Cerrahi Uzmanı

-------------------------------------------------------