Oglu sehit olan annenin yazdiklari soyle:
"Biz devlete, askere karşı değiliz. Sağ olsun Başbakan’ım böyle anladı beni. Şehit anneliğini kabul etmiyormuşuz! Ben oğlumu keşke gerçek bir savaşta kaybetseydim. Benim oğlum pisi pisine ölüme gönderildi, ben onun için üzülüyorum. Komutanlarıma diyorum ki lütfen askerliği meslek yapın, adam gibi asker yetişenleri oraya gönderin. Oğlumun yemin töreninde gördüm. Öyle canavar asker yetiştirmişler ki, yürüyen arabalar üzerinde yer değiştiriyorlar. Arabanın altına girip, bomba koyup, arabadan çıkabiliyorlar. Böyle asker yetiştirebiliyorsak yetiştirelim. Daha çok vergi verelim. Onlar daha çok silah alsınlar. Daha profesyonelce ordu yapsınlar. Ama bizim evlatlarımız pisi pisine gitmesin. Bir sürü askerimiz var batıda. Kuaförlük yapan askerleri toplayıp eğitsinler ve göndersinler oraya. 20 tane asker orayı koruyamaz. Oraya binlerce asker göndersinler o zaman. Oradaki PKK’nın savaştığı gibi savaşmayı öğretsinler. Madem bizim düşmanımız Kandil’de, neden Lübnan’a gidiyoruz da Kandil’e çıkmıyoruz?
..............................
Benim oğlum Foça’da üç aylık eğitimden sonra savaşmaya gitti. Foça’da ere de aynı eğitimi veriyorlar. Komutana da aynı eğitimi veriyorlar. Eğitim beş kilometre koşmak, beş kilometre geri gelmek. Dağın ortasında bırakıp, yönünüzü bulun, geri dönün demek. Sürünmek. “Anneciğim sadece iki kere silah attım.” diyor oğlum. “Silahları öğretiyorlar; ama üç ayda silah öğrenilmez ki.” diyor. “Ben yıllarca bilgisayar mühendisi olmak için okudum anneciğim.” diyor. “Ama bana burada komutan olacaksın diyorlar.” diyor. “Başka şansım yokmuş annem; ama ben kendimi korumayı beceremem ki.” diyor. Bunları Foça’dan döndüğünde, Hakkari’ye gitmeden önce söyledi. Hakkari’ye göreve gideceği zaman “İnşallah sağ dönerim, inşallah yapabilirim görevimi annem.” dedi. “Ama çok zor.” dedi. Çünkü yeterli eğitim yok. Üç ayda askerlik öğrenilir mi? Ben bunları dile getiriyorum ki torunlarım ölmesin. Bir tanecik küçük kızım var. 16 yaşında idi oğlum, onu doğurduğumda. İyi ki doğurmuşum onu yoksa hiç evladım kalmayacaktı….
........................
Burak kısa dönem gitmek istiyordu; ama 12 ay çıktı. Çok üzüldü. Olsun dedim oğlum, 12 ay da çok değil. Düşünün hayatı boyunca doğru dürüst koşmamış, top bile oynamamış bir çocuk Foça’da komando eğitimi alıyor. O kadar zor bir eğitim ki. Bedeni alışık değil ki ona. Uygun değil ki kişiliği ona. Düşünün üç beş gün sonra, beş kilometre koşturuyorsunuz. On beşinci gün yirmi kilometre koşturuyorsunuz.… Dağa gece bırakıyorsunuz. Haritayla geri gelmesini bekliyorsunuz. Bunları yapabilirler mi, mümkün mü? Üç ay sonra bandolar eşliğinde şanlı şerefli, teğmen oldu. Gurur duydum. O elbiseler nasıl yakıştı. Güle oynaya omuzlarına apoletler taktım. 15 gün sonra “Hakkari Köprülü’yü çektim baba.” dedi. Açtık bilgisayardan Hakkari Köprülü neresi, aman Allah’ım. Şöyle bir dağın arası. Zapsuyu’nun geçtiği bir tabur. Eyvah dedik. Ne yapacak bu çocuk? Ama belli etmedik. Gitti yavrum. Aradan bir buçuk ay daha geçti. Her gün görüştük. Bilgisayarı yanındaydı. Eminim korkuyordu. Ama hiç belli etmiyordu. Benim yavrum beceremese de, bilemese de dimdik askerlik yaptı. Ama dediğim gibi o hain pusulara cevap verecek güçte, tecrübede değildi.
............................"
nethaber.com
Yillardir soylenen bir konu bu....Egitimsiz askerlerin cepheye surulmesi...
O kadar askeri okul var, savas icin egitilen komandolar var...SAT komandolarimiz var...Hatta birisiyle tanistim arkadasimin sevgilisiydi, adam Cesme'de surekli kampta, aksamlari barlarda, muthis bir egitim almis, silah egitimi, daracik yerde su icinde 2 gun birakiyorlar bunlari dayanikliligi artsin diye adam bukelamun gibi olmus artik ama onu ve arkadaslarini bir turlu cepheye gondermiyorlar....niye? daha vahim durumlar icin tursu olarak mi saklaniyor bu egitimli komandolar?
nicin 3 aylik erleri komando olarak on saflara suruyorlar?
bir bilgisi olan?