BÜLENT BOZKURT'UN IXTANBUL'DAKİ YAZISI:
Allah şifa versin...
Duygu Asena’ya…
Serdar Turgut’a…
Filiz Akın’a…
Erol Günaydın’a…
Ve bilmediklerime, hatırlamadıklarıma…
Hayatın kötü şakalarına uğrayan herkese…
En derin sevgilerimi ve şifa dileklerimi gönderiyorum.
Bu dileği en çok Akın’ın anlayacağını biliyorum.
Beyazperdeden ve tv ekranından aşık olduğum üç kadından biri olan (diğerleri kim acaba ) Akın’ın, Reiki ile ilgili deneyimlerinden dolayı beni hissedeceğini tahmin edebiliyorum.
Yazının bundan sonrasını da, Asena’nın yıllar önce yazdığı bir yazıyla ‘hayırlar, uğurlar’a emanet ediyorum:
“Şu ölümlü dünyada, başarısızlıktan, ‘yapamazsam’dan korkmanın ne anlamı var?
‘Ya yapamazsam’ diye diye hiçbir şey yapamaz olduk.
Yapamazsak yapamayız, tekrar deneriz ya da başka bir yol aranz.
Elalem ne der diye, bizden hiçbir üstünlüğü, fazlalığı olmayan kişiler yüzünden kabuğumuza çekilip oturacak mıyız?
Ölümün insanlara anımsattığı başka bir şey daha var.
Bir kişinin değerini yaşıyorken bilmek.
Bunu söylemek, anlatmak.
İnsanlar birbirlerine her şeyi söyleyebilmeli, her düşündüğünü yazabilmeli, konuşabilmeli...
Şimdilerde tüm kötülükleri söyler olduk ama iyi bir şey olunca, susup oturuyor insanlar...
Öldükten sonra ise…
Üstelik artık çok geç olmuşken…
Binbir türlü abartıyla övgülere başlıyoruz.
Toplumsal bir histeri halinde, ayılıp bayılmalardan tutun da, hiç yazılmamış yazılara, sözlere kadar varıyor abartılar.
En yakınımızdaki kişiler için bile geçerli bu durum.
Onları ne kadar beğendiğimizi, özlediğimizi, sevdiğimizi söylemeye bir türlü dilimiz varmıyor.
Evet, yaşam bize verilmiş bir armağan…
Üstelik oldukça acımasız bir armağan, çünkü bir gün geri alınacak…
Üstelik o gün belli de değil.
Hadi yaşayın…
Kullanın onu.
Korkmayın, kendiniz olun.
Özveri, hoşgörü, nefret, kin, çıkar, başarı, başarısızlık, sevgi, aşk, heyecan, coşku gibi sözcükleri bir kez daha düşünün.
Sonra kendiniz için bir şeyler yapın.
Kendinizi yaşayın.
Geri alınacak çünkü...
Onu güzel tüketin, mutlu olun.”
Sonsuz yaşayacakmış gibi öğrenin, yarın ölecekmiş gibi yaşayın. (Mahatma Gandi)
Aspava.