Eski bayramlar diye başlayan klasik kelimelerle cümleye girişler...muhterem büyüklerimiz tarafından ...
Bendeniz de herne kadar eskimediğimi sölesemde yani yaşlanmadığımı yani sizleree göre))
Hani bayramlardan yaklaşık 1 hafta önce başyan telaşlı bayram temizlikleri...temizlenen halılar..silinen
camlar...yıkanan perdeler(iyi ki evde değilim yoksa perde yıkandıktan sonra perde takması ne kadar zordur benim için)
kısacası dip.. köşe bucak ...heryer temizlenirdi bayram temizliği işte...
Sonra..çocuklar..gençler.anneler..babalar....büyük lerimiz...beklerdi bayramın gelmesini tüm hazırlıklar bitmişti çünkü..
Sonra...bayram biter..herkesin ağzından dökülen kelimeler aynı bu bayram da böyle geçti...
Peki ya şimdi..sanırım...bayram yaklaştığında...çoğumuzun aklında kaç gün tatil olacak....acaba şu günüde bayram tatiline katarlar mı..
Daha fazla tatil yapabilir miyiz...yani...bayramın yerini tatiller aldı...bayram deyince aklımız tatil...tatil deyince gene tatil geliyor...
Çocukluğumumun bayramlarında....(kahretsin bu cümleyi değiştireyim)
Geçen sene bayramda(yok buda olmadı))
İşte nediyim yaa bayramın birinde...yada baramların birinde....
Köyümüzde geçrirdik bayramları...bayram öncesi...köyde bulunan kahvehanelerin önünde köyün çocukları...ellerinde boya sandıkları..
büyük...gocuman şehirlerden gelen...hemşehrilerini beklerlerdi...ayakkabılarını boyayıp...bayram paralarını kazanmak için...
Hep onlara heves ederdim...eski derme çatma..boya sandıklarına...kahverengi..siyah ayakkabı boyalarına...ciilalarına..
ayakkabıyı parlatmak için kullandıkları kadife bezlere...Ve bayram günü ailemin aldığı yeni giyisileri giymeye utanırdım..bayram sabahı..dışarı çıkmaya yeni kıyafetlerimle çekinirdim...Onlardan..köyün çocuklarından farklı olmak istemezdim..onların üzerimdeki elbiselere özenerek..
bakmalarını istemezdim...Bana İstanbullu gözüyle bakmalarını...

Nereden aklıma geldiki bütün bunlar.....
Sanırım geçen gün ..hanfendiyi evine götürürken...yol kenarında durup...trabzon ekmeği satan bir çocuktan..ekmek almamzıdan aklıma geldi..
Hanfendinin verdiği parayı çocuğa uzattıımm....Çocuk öyle heyecanlandı...öyle sevindiki...20 adım ötede duran babasına parayı..
koşarak sevinçle verdi....Bir Trabzon ekmeği satmanın keyfiyle....

Elbette sevinmekte haklı...yol kenarında ekmek satan çocukta....
Köyümde kahve önünde ayakkabı boyayan çocukta...
Ya ben yeni kıyafetler giyerken utanmakta haklımıydım o zamanlar...