1. Sayfa - Toplam 29 Sayfa var 12311 ... SonuncuSonuncu
Toplam 281 sonuçtan 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
  1. #1

    düşündüren öyküler-yazılar-sözler


    Forumdaki yazıların hepsi alıntıdır. Yazanı belirtilenler dışında yazıların çoğunluğu tavuk suyuna çorba adlı kitaptan alıntı veya anonimdir.



    VASİYET VE AKIL

    Ölmek üzere olan yaşlı adam 3 oğluna vasiyetini açıkladı: "Size 17 deve bırakıyorum. Develerin yarısı büyük oğlum senin, üçte biri ortanca oğlum senin, dokuzda biri de küçük oğlum senin."

    Babaları ölünce kardeşler toplanıp develeri vasiyete göre paylaşmak istediler ama başaramadılar.

    Köyün bilgesine gittiler. Bilge çocukları dinledikten sonra "Benim bir devem var, onu da alıp yeniden hesap yapın" dedi.

    18 deveyi önce ikiye böldüler, büyük 9 deveyi aldı. Üçe böldüler 6’sını ortaca oğlan aldı. Sonunda da 9’a böldüler 2 deveyi de küçük oğlan aldı.

    Geriye bir deve kaldı. Çocuklar yine yaşlı bilgeye gittiler, "Biz bölüştük ama bir deve kaldı" dediler.

    Bilge güldü. "İyi. Sorununuz çözüldüğüne göre ben de devemi alayım" dedi.



    İşadamı Dikran Masis "Beni Düşündüren Öyküler" adlı ilginç bir kitap yayınladı. Kitabın içeriği Masis'in yıllarca okuyup beğendiği, onu düşündüren öykülerden oluşuyor.

    Hürriyet'in yazarı Tufan Türenç de bu öykülerden bazıların köşesine taşımış.





  2. #2

    Re: düşündüren öyküler-yazılar-sözler

    İki şey insanı "nitelikli insan" yapar:
    1 İradeye hakim olmak
    2 Uyumlu olmak


    İki şey "ekstra değer" katar :
    1 Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
    2 Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek


    İki şey geri bırakır:
    1 Kararsızlık
    2 Cesaretsizlik


    İki şey kaşif yapar:
    1 Nitelikli cevre
    2 Biraz delilik


    İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:
    1 Baskın yeteneği bulmak
    2 Cidden sevdiğin işi yapmak



    İki şey başarının sırrıdır:
    1 Ustalardan ustalığı öğrenmek
    2 Kendini güncellemek



    İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır:
    1 Niyetin saf olması
    2 Ruhsal farkındalık


    İki şey milyonlarca insandan ayırır:
    1 Sorunun değil çözümün parçası olma
    2 Hayata ve her şeye yeni (özgün,orijinal,farklı)bakış acısıyla yaklaşabilmek.



    İki şey gelişmeyi engeller:
    1 Aşırılık (mübalağa,abartı,ifrat,tefrit)
    2 Felakete odaklanmış olmak



    İki şey çözüm getirir:
    1 Tebessüm (gülümseme,sırıtma veya kahkaha değil!)
    2 Sukût (susmak)



    İki şey "kalitesiz insan"ın özelliğidir:
    1 Şikayetçilik
    2 Dedikodu



    İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
    1 Bakış acısını değiştirmek
    2 Karsındakinin yerine kendini koyabilmek



    İki şey yanlış yapmanı engeller:
    1 Şahıs ve olayları akil ve kalp süzgecinden geçirmek
    2 Hak yememek



    İki şey kişiyi gözden düşürür:
    1 Demagoji (laf kalabalığı)
    2 Kendini ağıra satmak (övmek,vazgeçilmez göstermek )




  3. #3

    Re: düşündüren öyküler-yazılar-sözler

    klasiklerden...

    BİR BARDAK SÜT

    Howard Kelly yoksul bir ailenin çocuğuydu. Kapı kapı dolaşarak bir şeyler satıyordu. O gün hiç satış yapamamıştı. Karnı açtı. Çalacağı ilk kapıdan yiyecek istemeye karar verdi.

    Kapıyı genç bir kadın açtı. Howard utandı ve sadece bir bardak su isteyebildi. Kadın kocaman bir bardak süt getirdi. Çocuk sütü içti, teşekkür ettikten sonra "Borcum ne kadar?" diye sordu.

    Genç kadın gülümseyerek, "Borcunuz yok. Annem bize yaptığımız iyiliğe karşı bir bedel almamamızı öğretti" dedi.

    Howard bir kez daha teşekkür ederek gitti.

    Yıllar sonra o genç kadın hastalandı. Onu büyük bir kentin hastanesine götürdüler. Kendisine Howard Kelly adlı genç bir doktor baktı.

    Howard kadını hemen tanıdı. Yıllar önce kendisine süt veren kadındı bu. Ama belli etmedi. Onu tedavi etti ve iyileştirdi.

    Kadının ödeyeceği fatura Dr. Kelly’nin önüne geldi.

    Dr. Kelly bir not yazarak faturaya ekledi. Kadın faturayı nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyordu.

    Zarfı açtı ve notu gördü. Káğıtta şunlar yazılıydı:

    "Hastane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir."

  4. #4

    Re: düşündüren öyküler-yazılar-sözler

    Bağlanmayacaksın

    Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
    "O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.
    Yaşarsın çünkü.
    Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
    Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
    Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden.
    Çok sevmezsen, çok acımazsın.
    Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
    Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
    Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
    Senin değillermiş gibi davranacaksın.
    Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
    Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
    Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
    Paldır küldür yürüyebileceksin.
    İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
    Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
    Gökyüzünü sahipleneceksin,
    Güneşi, ayı, yıldızları...
    Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
    "O benim." diyeceksin.
    Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
    Mesela gökkuşağı senin olacak.
    İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
    Mesela turuncuya, yada pembeye.
    Ya da cennete ait olacaksın.
    Çok sahiplenmeden,
    Çok ait olmadan yaşayacaksın.
    Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
    Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
    İlişik yaşayacaksın.
    Ucundan tutarak...

    CAN YÜCEL




  5. #5

    Re: düşündüren öyküler-yazılar-sözler

    handevrem yazdı:
    Bağlanmayacaksın

    Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
    "O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.
    Yaşarsın çünkü.
    Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
    Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
    Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden.
    Çok sevmezsen, çok acımazsın.
    Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
    Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
    Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
    Senin değillermiş gibi davranacaksın.
    Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
    Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
    Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
    Paldır küldür yürüyebileceksin.
    İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
    Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
    Gökyüzünü sahipleneceksin,
    Güneşi, ayı, yıldızları...
    Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
    "O benim." diyeceksin.
    Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...
    Mesela gökkuşağı senin olacak.
    İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
    Mesela turuncuya, yada pembeye.
    Ya da cennete ait olacaksın.
    Çok sahiplenmeden,
    Çok ait olmadan yaşayacaksın.
    Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
    Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
    İlişik yaşayacaksın.
    Ucundan tutarak...

    CAN YÜCEL



    Bu bende olan ve çok değer verdiğim bir yazısı

    can yücelin....

  6. #6

    Re: düşündüren öyküler-yazılar-sözler

    aklın ve gönlün yolu bir dir arkadaşım)

  7. #7

    Re: düşündüren öyküler-yazılar-sözler

    BİR KADIN

    Bir kadın çocuktur aslında..
    Çocuk gibi davranmayı sever.
    Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.
    Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.
    Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
    Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,
    ama asla onu bir Çocuk olarak görmeyeceksiniz.

    Bir kadın güçlüdür aslında.
    Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
    Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
    İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin.
    Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler.
    Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de
    erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
    Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.
    Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.

    Bir kadın sevgilidir aslında.
    İçinde her zaman sevgiyi taşır.
    Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
    Zor sever ama tam sever.
    Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
    yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.
    Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
    Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
    Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.
    Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.
    Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.

    Bir kadın yalnızdır aslında.
    Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
    Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
    O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
    Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
    Yalnızlık onun sığınağıdır.
    O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.
    Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

    Bir kadın bilgindir aslında.
    Neler yapabileceğini erkek aklI hayal bile edemez.
    Yaratıcılığının sınırı yoktur.
    Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
    Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
    Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.
    Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.

    Bir kadın hayattır aslında.
    Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
    Yemek yemek, su içmek bile.
    Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup
    içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?

    Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz...

    Can DÜNDAR

  8. #8

    Re: düşündüren öyküler-yazılar-sözler

    EVLİLİK AĞACI

    Yeni evli bir çift vardı.
    Evliliklerinin daha ilk aylarında,
    bu işin hiç de hayal ettikleri gibi
    olmadığını anlayıvermişlerdi.

    Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi.
    Son zamanlarda o kadar sık olmasa da,
    evlenmeden önce sık sık birbirlerini
    çok sevdiklerine dair ne kadar da
    dil dökmüşlerdi.

    Ama şimdilerde, küçük bir söz,
    ufak bir hadise aralarında orta çaplı
    bir kavganın çıkmasına yetiyordu.

    Bir akşam oturup ilişkilerini
    gözden geçirmeye karar verdiler.
    Her ikisi de, boşanmayı
    istememekle beraber, işlerin böyle
    gitmeyeceğinin farkındaydılar.

    Erkek, "Aklıma bir fikir geldi" dedi.
    "Bahçeye bir ağaç dikelim ve eğer
    bu ağaç üç ay içinde kurursa boşanalım.
    Kurumaz da büyürse bunu bir daha
    aklımızdan geçirmeyelim.
    Bu süre içinde de
    ayrı ayrı odalarda kalalım."

    Bu ilginç fikir
    hanımının da hoşuna gitti.
    Ertesi gün gidip
    bir meyve fidanı aldılar ve
    birlikte bahçeye diktiler.
    Aradan bir ay geçti.
    Bir gece bahçede karşılatılar.
    Her ikisinin de elinde
    içi su dolu birer bidon vardı.

  9. #9

    Re: düşündüren öyküler-yazılar-sözler

    İyi ve Kötü
    Yılmaz Erdoğan'dan hayattaki İyi lerin ve Kötü lerin ortak yaşamlarının çok güzel bir analizi. Mutlaka okuyun...

    Biliyorum, çoğunuz iyi insanlarsınız. Bu yüzden hep kötüler kazanıyor zaten. Birçok kötü, hatta alçak tanıdım. Çoğu neşeli insanlardı. Hiçbirinde çekingen bir ruh haline rastlamadım. Kötüler
    atak, iyiler pısırıktır, etrafınıza bakın, en heyecan verici, en eğlenceli insanlar hep sahtekârlardır. Hepsi paldır küldür konuşan, ağız dolusu gülen insanlardır. Çünkü sahtekâr, sempatik olmak zorundadır. İyinin böyle bir mecburiyeti yoktur. İyi, sıkıcıdır. Kadınlar iyiler e değil, güvenilmez erkeklere aşık olur bu yüzden.

    Zaten aşk, denen altüst oluşla ancak bir üçkâğıtçı basa çıkabilir. Aşkın tadını çıkaramaz iyiler. Onlar sarılıp sessiz bir uzanmayı aşk zanneder. Tekdüzedirler. Yavaştırlar. Kadınlar da dertlerini onlarla paylaşır ama gidip bir güvenilmezle sevişirler. Tutku kötülerin işidir. Sessiz ve efendi bir insan cümlesiyle tanımlanan bir iyilik kolaydır. Sahtekârlık daha zordur, maharet ister. Zeki, hızlı ve atak olmalıdır.

    Enerjiktir. (Tabii kötü kötüler konumuz dışındadır. Yani hem, salak hem kötü olmaya çalışanlar için düşünmeye, yazmaya değmez.) üçkâğıtçı... Sahtekârın en sempatik, en başarılı şekli. İyi bir hatiptir o. İnandırıcıdır. Konuştuğu zaman etrafındaki tüm iyi ve dürüst insanlar ağzının içinde kaybolur. Hem çok iyi fıkra anlatır hem hüznün tüm renklerinden haberdardır. Kahkahasında pirzola tadı, hüznünde bazen ölümün sesi vardır.

    Adam başarılıdır. Yeteneklidir. İyilik kolaydır. Kötülük maharet ister. İyi olmak için, kimseye kötülük yapmamak yeterlidir. Ama kötü olmak için daha çok çalışmalısınız! İyi, kötü karsısında güvensiz, enerjisiz, çaresizdir.

    Filmlerde bile iyi, kötüleşmeden kötünün hakkından gelemez. Yeminini bozar ve kavgaya girer. Oysa kavga kötünün mesleğidir asıl. Biz iyi seyirciler perdedeki iyi adamımız kan döktükçe rahatlarız. Ve iyi kötüyü yendi diye seviniriz. Oysa artık hepimiz kötüyüzdür filmin sonunda. Hatta biz kötü den daha çok insan öldürmüşüzdür.

    Bir iyi için en zor olan, kötüye Sen kötüsün demektir. Çünkü iyi, utangaçtır. Hırsıza hırsız diyemez. Kötünün yerine utanır, sahtekârın yerine yüzü kızarır, hırsızın yerine yerin dibine geçer... Bu sırada kötüler, sahtekârlar, hırsızlar deli gibi eğlenmektedir. Çünkü onların yerine utanan, sıkılan, yerin dibine geçen birçok iyi insan vardır. Şeytan bile bazen yorulur kötülük yapmaktan. Ama hayatlarını salt kötülük yapmaya adayanlar asla durmazlar; bunu çok iyi biliyorum. Güzel kıyafetleri, briyantinli saçları, resmi arabaları, siyah gözlükleri ve korumaları vardır. Ama ruhları şeytandır. Kötünün en büyük avantajı iyideki kahrolası utanma duygusudur. Bu duygu iyiyi öylesine zayıf düşürür ki ağzını açıp bir kelime söyleyemez. Halbuki öylesine kararlı çıkmıştır ki kötünün karşısına. Herşeyi açık açık söyleyecektir. Başına gelecekleri göze almıştır!.. Ama olmaz. Yapamaz.

    Çünkü iyiler korkaktır.
    Çünkü iyiler herkese acır, en çok da kendilerine.
    Susmak,
    acımak,
    utanmak,
    korkmak...

    Farkında mısınız ey iyi insanlar, ne kadar sıkıcı şeylerle uğraşıyorsunuz! Kötüler kazanınca da şaşırıyorsunuz! Tarih boyunca iyiler kazanmasalar da, bir şekilde ayakta kalmayı başardılar. İyinin yazgısıydı bu. Şeytan her zaman saldıracak, yere yıkmaya çalışacak, akılları karıştıracak ve iktidarına devam etmeye çabalayacaktı. Babalarımız iyi insanlardı ve bize de iyi olmamızı öğütlediler. Biz de iyi insanlarız. Ve çocuklarımıza aynı şeyi öğütlüyoruz. Hepimiz kötülerin yanında çalışıyoruz.

    Haydi iyi insanlar!

    Haydi sessiz, efendi, sıkıcı, korkak, utangaç ve iyi insanlar! Çalışın!

    Kötülerin size ihtiyacı var

  10. #10

    Re: düşündüren öyküler-yazılar-sözler

    handevrem yazdı:
    BİR KADIN

    Bir kadın çocuktur aslında..
    Çocuk gibi davranmayı sever.
    Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister.
    Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını.
    Ama her kadın çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.
    Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz,
    ama asla onu bir Çocuk olarak görmeyeceksiniz.

    Bir kadın güçlüdür aslında.
    Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür.
    Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez.
    İster ki Erkeğin gücü kendisine huzur versin.
    Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile Erkeğin yapmasını bekler.
    Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de
    erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.
    Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz.
    Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.

    Bir kadın sevgilidir aslında.
    İçinde her zaman sevgiyi taşır.
    Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz.
    Zor sever ama tam sever.
    Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için
    yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir.
    Ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız.
    Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz.
    Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz.
    Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette.
    Bunun nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.

    Bir kadın yalnızdır aslında.
    Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz.
    Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır.
    O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez.
    Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz.
    Yalnızlık onun sığınağıdır.
    O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir.
    Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

    Bir kadın bilgindir aslında.
    Neler yapabileceğini erkek aklI hayal bile edemez.
    Yaratıcılığının sınırı yoktur.
    Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.
    Hoyratça harcamaz yaratıcılığını sadece erkeğine saklar.
    Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir.
    Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.

    Bir kadın hayattır aslında.
    Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor.
    Yemek yemek, su içmek bile.
    Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup
    içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?

    Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız, ne yazık ki yaşamıyorsunuz...

    Can DÜNDAR
    çok güzel.bayıldım bu yazıya.

Benzer Konular

  1. düşündüren iddia
    Konuyu Açan: Alma-Alma, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 8
    Son Mesaj: 23 Haziran 2010, 10:58
  2. bir öğretmenin düşündüren mektubu...
    Konuyu Açan: nalan-alperen, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 20
    Son Mesaj: 18 Eylül 2007, 13:02
  3. BUNLAR DA DÜŞÜNDÜREN GÖRÜNTÜLER
    Konuyu Açan: Alma-Alma, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 16
    Son Mesaj: 06 Eylül 2006, 09:07
  4. ben geldimmmmmmm.....düşündüren çizgilerleee....
    Konuyu Açan: sudeda, Forum: Geyik.
    Cevap: 21
    Son Mesaj: 11 Ağustos 2006, 08:47
  5. DÜŞÜNDÜREN ŞİİR
    Konuyu Açan: Bizanslı, Forum: Genel Forum.
    Cevap: 6
    Son Mesaj: 02 Ocak 2004, 15:41

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Dosya Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.