Her zaman iki davranış şeklini içimde barındırdım. Kimi zaman çekingen ve iletişim kurmaktan hoşlanmayan dışarıdan ise somurtuk kendini beğenmiş olarak adlandırıldığım görüntüm (yükselen burç YENGEÇ etkisi ) kimi zaman ise neşeli, konuşkan , organizatör görüntüm (Esas burç KOÇ) vardır. Kendi aralarında gider gelirler. Ve genellikle de bir sorun varsa yükselen burç yengeç etkili olur (duygusal ya) .
4 sene önceydi bir gün Koç dedi ki "Ne bu hal , seni pısırık ! Canlan biraz, ne kaybedersin birilerine laf atsan, gülsen, tamam mutsuzsan mutsuzsun ne yapalım, ağıt mı yakalım ardından !!" Neyse fazla uzatmayalım , nerden başlasam filan derken taşınalı çok olmayan kapı komşusundan başlamaya karar verdim. Yeni taşınana hoşgeldin denir ya öyle bir şey yapacaktım. Elim boş olmasın diye de yaptığım ıspanaklı börekten bir kaç parça tabağa koydum bir cesaret kapılarını çaldım. Kapıyı bir erkek açtı hayal meyal hatırlıyorum.
"Merhaba, ben karşı komşunuzum , hoş geldiniz demek istedim, buyrun (elimdeki tabağı uzatarak)"; karşımdaki " Ben komşunuz değilim, misafirim, ama buyrun içeriye girin " dedi ve içeriyi gösterdi. Bu arada gerçek komşularımız genç bir çift imdada yetişip daveti tekrarladı. Yok girmeyeyim filan üstüne bir ısrar bir ısrar , derken ben içeriye giriverdim çekinerek. Neyse merak ettiniz hemen açıklayayım kapıyı açan Atakan, komşularımız kızkardeşi ve eşi.
Evet ilk karşılaşmamız böyle oldu, elimde ıspanaklı börekle kapı eşiğinde. İletişim derslerinin uygulaması için yola çıktım sonra da evlendim
O akşam son derece neşeli , hoş bir muhabbet oldu aramızda. Tabii ben pek hatırlamıyorum detayları sonradan bana anlatıyorlar o zaman neler olmuş neler bitmiş. Atakan her haliyle benden çok hoşlandığını belli etmiş, fıkra üstüne fıkra filan muhabbeti koyulaştırmaya çalışıyor, ta ki yeri gelip te ben evli olduğumu söyleyinceye kadar. Ben hiç hatırlamıyorum diyorlar ki bu bilgi sonrası kalkıp gitmiş yanımızdan. Yine diyorlar ki sonraları belki boşanır diye dilekte bulunmuş. Neyse, bu dileği tuttu gerçekten.
2-3 ay içinde mutsuz evliliğim sona erdi ve bu arada bir daha hiç görmediğim komşunun abisi Atakan , pek sık kız kardeşini ziyaret eder oldu. Gerekçe de dördüncü olmaktı iskambil oyunumuza. Çok sonraları aslında iskambil oyunundan hoşlanmadığını öğrendim. Halen yeri geldiğinde senin için az kanasta oynamadım der çile çekmiş gibi. İşte o sıralar ilk kez beni bir yere davet etti ve 25 Eylül akşamı Beyoğlu'nda bir kaç bara götürdü. İlk görüşte aşk olmasa bile (en azından benim için) ilk buluşmada aşk kesin oldu vallahi . Ruh ikizi olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrendim. Atakan ile aynı cins sevgi ile birbirimize bağlandık.
Onu çok seviyorum ve Allah ömür verirse daha çok uzun yıllar seveceğim.
O zamandan beridir her 25 Eylül'de Beyoğlu'nda bara gidip o günü yeniden yaşamayı kararlaştırdık . Yaşlandık ya nostalji yapacağız. Sen bana şöyle demiştin, bu sokaktan geçmiştik, şurda kahve içmiştik , burda içkine ilaç atmıştım (şaka tabii) vs...Geçen sene Selen çok küçük diye gidememiştik bu kez daha çok keyfini çıkarmaya çalışacağım kısmetse.
İşte bu benim mutluluğu yakalama hikayem.
Eveeeet sizinki nasıldı? Pek bir severim dinlemeyi. Sakıncası yoksa yazın lütfen...