Ülkemizde Alevi vatandaşlarımıza haksızlık yapılmakta. Cenazelerini Sünnilerin camilerinden değil de, cemevlerinden kaldırmak isteyenlere cenaze yardımı yapılmıyormuş! Öte yandan, herkesten eşit vergi alınmakta, Sünni ya da Alevi olup olmadığına bakılmaksızın. Söz konusu cemaat, 300-500 kişiden oluşan aykırı bir topluluk değil, milyonlarla ifade edilen bir cemaat. Bu cemaatin dini gereksinimleri gözönünde bulundurulmalı haksızlığın önlenebilmesi için. İki seçenek var:
1. Vatandaşlar nüfus müdürlüklerine dinlerini kaydettiklerinde, bilgiler vergi dairelerine de kaydedilecek. Devletten dini yardım almak isteyenler, verdikleri vergiler doğrultusunda hizmet alacaklar. Belirli bir dini topluluğa üye olmayandan vergi alınmadığı gibi, hizmet de verilmeyecek.
2. Dinine, mezhebine ya da inançlı olup olmadığına bakılmaksızın, cenaze işlerinde bütün vatandaşlara eşit hizmet sunulacak.
Bir üçüncü seçenek var mı?
.................................................. .....................
[size=x-large]En acı günde yalnızlar[/size]
[size=medium]Cemevinden cenaze kaldırmak isteyen Aleviye devlet yardımı yok[/size]
DEMET BİLGE ERGÜN
İSMAİL SAYMAZ
Adını vermeyen bir aile, cenaze işlemlerinden ötürü çekilen sıkıntıyı şöyle anlatıyor: "Dayımın oğlunun cenazesini cemevinden kaldıracaktık. Ailenin maddi durumu iyi değildi. Cenazeye katılanlardan yardım toplandı. Böyle durumda tanıyan tanımayan herkes yardım eder. Toplanan paralarda kefen, tabut alınır. Eğer kişi memleketine gidecekse araba parası verilir..."
Günlük yaşam içerisinde Aleviler için en önemli sıkıntılardan biri, cenazelerin kaldırılmasında ortaya çıkıyor. Kentte önceden cemevleri olmadığı için Alevilerin cenazeleri camilerden kaldırılıyordu. Cenaze namazını da Sünni hocalar kıldırıyordu. Bu, Aleviler için hem büyük bir sorun hem üzüntü kaynağıydı. Cemevlerinin peş peşe açılmasıyla birlikte, cenazelerin nereden kaldırılacağı sorunu önemli ölçüde ortadan kalktı. Cenazelerini yıkayacakları, Alevi hocaların okuduğu dualar eşliğinde sevdiklerini son yolculuklarına uğurlayacakları, yemeklerini verecekleri bir yerleri vardı artık. Ancak uygulamada karşılaşılan büyük bir ayrımcılık hâlâ canlarını yakıyor.
Masraf sorunu
Cemevleri yasal statüde 'ibadethane' kabul edilmeyip, maddi yardım alınamadığı için cenazelerde hâlâ ciddi sorunlar yaşanıyor. Maddi durumu nasıl olursa olsun, bütün masrafları cenaze sahibi kendisi karşılamak zorunda.
Kartal Cemevi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Murtaza Mutlu, 11 ayda cemevinde 1100 kadar cenaze kaldırıldığını belirterek, şu bilgileri veriyor:
"1962 yılından beri İstanbul'da yaşıyorum. Önceden cenazeyle ilgili büyük problemler vardı. Şimdi cemevleri yapıldı, biraz kolaylaştı. Ama şimdi de sıkıntı yaşanıyor. Kartal Cemevi'nde 11 ayda 1100 cenaze kalkmış. Bu cenazelerin, tabutu, merteği, arabası, kefeni, hocası, din görevlisi, bayan hocaları, gazı, suyu hepsi olduğu gibi vatandaşın parasıyla karşılanıyor. Mezarlıklar Müdürlüğü'ne defalarca müracaat ettik. Belediyelere başvurduk. Bize en ufak yardım yapılmıyor. Aleviler dışında diğer mezheplerde böyle bir sorun yok. Cenazesini kaldırmak isteyen kişi yaklaşık 200 YTL masraf yapıyor. Bu da büyük sorunlardan biri. Mezarlık Müdürlüğü'ne defin için başvurduğunuzda cemevinde kaldıracağım deyince hiçbir masraf karşılanmaz."
'Bir yardım alabilsek...'
Yenibosna Cemevi hocalarından 64 yaşındaki Turan Kaya da cenazelerde önemli sorunlar yaşandığını belirtiyor: "Hoşgörüyle, yardımlaşarak cenaze törenlerimizi kaldırıyoruz. Devletten yardım alamadığımız için hizmetlerimizi tam olarak yerine getiremediğimiz zamanlar oluyor. Hizmetleri cenaze sahipleriyle birlikte karşılıyoruz. Masrafı karşılayamayan olursa yine yardımlaşarak karşılamaya çalışıyoruz."
Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Araştırma Merkezi Bilim Kurulu üyesi İsmail Pehlivan, ilginç bir anekdot aktarıyor:
"Alevi köylerinde cami yapılması gibi bir durum var. Adana'daki bir köyde cenaze işlerini sürdüren Alevi hoca Hakk'a yürümüş. Bu işi yapacak kimse kalmamış. Muhtar da gidip müftülükten hoca istemiş. Müftülük 'Sizde cami yok, hoca gönderemeyiz' demiş."
Düğünlerde pek fark kalmadı
Günlük yaşamın vazgeçilmez ritüelleri, düğün, kına, cenaze, sünnet... Köy ortamında geleneklere uygun yürütülen bu törenler, şehirlerde zaman içinde kabuk değiştirdi. Birlikte yaşam, törenleri aynılaştırdı.
Aleviler, düğün ve kına gecelerinde yöresel birtakım âdetleri hâlâ devam ettirdiklerini ancak özellikle gençlerin gelenekleri sürdürmeyi talep etmemesi nedeniyle törenlerin giderek birbirine benzediğini söylüyor. Bundan büyük bir rahatsızlık da duyulmuyor. Alevi ailelerde 'dede nikâhı' önemini koruyor. Ancak zorunlu değil.
İsmail Pehlivan şu bilgiyi veriyor: "Alevi-Sünni evliliği konusunda Anadolu çok temkinli.
Alevinin Aleviyle evlenmesi ilk koşul, kentteki aile için de böyle. Ancak, kentteki gençler açısından durum böyle değil."
Sünnette dua yeterli
Sünnet törenlerinde de çocuk eve getirildikten sonra ailesi Alevi hocası çağırarak dua okutuyor, lokma veriyor. Kirvelik Alevilikte de çok önemli. Kirve ailelerin çocukları ve torunları birbirleriyle evlenemiyor.
Alevi-Bektaşi terimleri
TALİP
1) Tarikata, yola girmek isteyen, Bektaşi-Alevi olmak isteyen kimse.
2) Bu amaçla ikrar ayinine alınan kimse.
Talip ikrarı vermek: İkrar ayininden geçerek yola girmek.
İKRAR
Tarikata, yola girmek için verilen söz.
İkrar almak: Mürşidin, dedenin, tarikata, yola giren canın verdiği sözü, yaptığı açıklamayı dinlemesi.
İkrardan dönmek: Tarikata, yola girerken verdiği sözden vazgeçmek; ikrarını inkâr etmek; ikrarından dönerek en büyük suçu işlemek.
NEFES
1) Alevi-Bektaşi şairlerin törenlerde, meclislerde ezgiyle okunan, tarikat, yol inançları ve bu inançlarla ilgili olayların anlatıldığı koşma biçimindeki şiirlerine verine ad.
2) Bu şiirler üzerine bestelenen ve ezgi yalınlığı bakımından halk türkülerine yaklaşan ilahi.
3) Mürşidin, gönülleri ferahlandıran manevi gücü.
4) Cemlerde, kutsal sayılan insan benliğine, kişiliğine
yönelik sözlere verilen ad.
NOT: Esat Korkmaz'ın Kaynak Yayınları'ndan çıkan Alevilik-Bektaşilik Terimleri Sözlüğü'nden alınmıştır.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=177169