NRY
Yaşamak İçin Sebebiniz Var mı?
36 yaşında bir kadının yazdıracağı bir yazı olacak bu.
Bu kadın hayatıma neredeyse 10 yıl önce girdi. Gözü pek, cesur, akıllı, hatta cin Güzel mi güzel.
Kalbi, yüzü, gözü, içi dışı...
Başı dara düşene bir an bile düşünmeden koşup gidendir o. "Sana ihtiyacım var" demesini beklemeden üstelik.
Herkesin imdadına ilk yetişendir.
Savaşçıdır. Gözü karadır. İş bitiricidir. Kıvrak zekâlıdır, pratiktir.
Karar verir ve yapar. Tereddütsüzdür. Gölgesizdir. Berrak ve nettir.
İnsandır.
"İyi"dir. Temizdir ruhu.
Yakınındakilere güven, sevgi, dostluk verir sadece.
İyi hissedersiniz onunla.
Birkaç ay önce bu güzel kadın Allah'a "bana yaşamam için bir sebep ver" diye yalvarır olmuş.
Bir tatsızlaşmış, anlamsızlaşmış hayatı. Olur ya hepimize bazen. Arada boşalır içi her şeyin.
Kıymetsizleşir. Üstelik hiçbir şey yokken ortada. Hatta sayısız şükür sebebimiz varken.
Olur bu. İnsanız işte...
Günlerden bir gün, arıyor beni. Konuşuyoruz gayet normal.
"Bir şey söyleyeceğim. Benden duyman lazım" falan diyor. Ne diyecek diye bekliyorum, korkuyorum ama neye korktuğumu bilmiyorum, söyleyeceği mutlu bir şey değil, belli...
"Ben kanser oldum" diyor. Saçlarım döküleceği için baştan kazıttım, zayıfladım da biraz, beni öyle görürsen korkma, üzülme diye şimdi söylüyorum, diyor.
Ben ne diyeceğimi bilemiyorum; nasıl, ne zaman, niçin?
Sorulabilecek bütün sorular geliyor aklıma, hangilerini sorduğumu bilmiyorum. Bir anlamazlık, bir şaşkınlık, şok hali...
Anlatıyor.
Ruh halleri böyle, derinde, diplerde dolaşırken, karnında uzundur hissettiği ama önemsemediği bir şey fark ediyor.
Karnındaki sıra dışı bir şişlik ve artık dikkat çekecek halde.
Doktora gidilmeli.
Gidiliyor, durumun acil olduğu söyleniyor.
Gerekli tetkikler yapılıyor. Hemen ameliyata karar veriliyor.
Niye?
Çünkü karnında kocaman, karın zarında sayısız ve yumurtalıklara sıçramış bir dolu tümör var.
Karındaki ve yumurtalıktakiler, yumurtalıkla birlikte alınıyor.
Karın zarındakilere dokunulmuyor.
Çünkü önce kemoterapiyle sayılarının azaltılması ve küçültülmeleri gerek.
Süreci anlattı ya. Durum nedir biliyorum artık.
Bardağın dolu tarafına sarılıyorum. Tamam, evresi geç değil, yapılabilecekler yapılmış ilk etapta, hastalık kontrol altında, değil mi? diyorum. Evet, diyor.
Evet. Bu iyi. Olanlar değil ama bu iyi.
Çok şükür!
O da nerede bıraktıysam orada bulduğum dostlarımdandır. Yıl geçsin üstünden, demez niye aramadın, sormadın. Ben de demem. Birbirimizi duyduk diye, konuştuk diye seviniriz. Alınmayız, kırılmayız.
Konforludur dostluğumuz.
Bu olan bitenden ilk başta haberdar olup arkadaşımın yanında olmayı isterdim ama o daha kabullenememişken kimselere söyleyememiş. Ne zamanki rayına girmiş durum, kendine itiraf edip her şeyin düzeleceğine ikna olmuş, o zaman eşi dostu aramaya başlamış. Her şey aile içinde yaşanmış o güne kadar. Öyle anlaşılır bir durum ki bu...
Bu noktada beni ne zaman aramış olduğu değil, aradığından itibaren onun için ne yapabileceğim önemli.
Öğrendikten sonraki ilk kemoterapisinde yanında olmak istediğimi söylüyorum, beni yanında isterse. Öyle ya. O ne isterse o.
Durum böyle olduğu için değil. Dostlarım bana kolaylıkla "hayır" desinler istiyorum ben zaten.
İstiyorlarsa orada olurum, istemiyorlarsa görünmem.
Alınmadan, kırılmadan.
Bilirim her şartta severiz birbirimizi. İstememesi benimle ilgili değildir, O an için kendisiyle ilgilidir.
Yazıyorum bunları, ona dememiştim, okursa bilsin diye.
Hangi noktadayız şimdi?
Sonsuz kere şükürler olsun ki ilaç tedavisine cevap verdi hastalık.
Şimdi önünde iki ameliyat var aynı anda yapılacak olan.
Karın zarı alınacak, rahim alınacak.
Kiminle dans ettiğini bilmiyor henüz hastalık!
O kadar savaşçı bir kadın ki o, nelerle mücadele etmiş, kimleri, neleri alt etmiş, bu ona çerez gelir!
Öyle çok seveni, dua edeni var ki, Allah hepsini duyuyor eminim.
İyi olacağına inanıyor, inanıyoruz, öyle de olacak.
Ameliyat harika geçecek. Hain düşman seninle baş edemeyeceğini görüp pılısını pırtısını toplayıp arkasına bile bakmadan gidecek, göreceksin!
Ben dua ediyorum sana.
Bu yazıyı okuyan herkesten rica edeceğim şimdi, onlar da edecekler, senin için güzel düşünecekler, isteyecekler.
O kadar insanla gidersek Allah bizi geri çevirmez.
Zaten seninle de arası iyi çok şükür.
Oooo.. Bu iş tamam. Sen narkozunu al, uyu. Uyanınca her şey bitmiş olacak.
Üzerinden aylar yıllar bile geçecek.
Oturup konuşacağız olanı biteni.
Anılara karışacak her şey.
Canım kardeşim...
Seni çok seviyorum, yanındayım.
Her şey çok güzel olacak, çok!
Bu arada, ilaçların kıskanıp döktüğü güzel saçların geri gelecek. Gerçi kafanın güzelliği ortaya çıktı ya, artık öyle bile kalabilirsin.
Benim arkadaşım saçları olmadan bile tarzdır, artiz gibidir
Maşallah ona...
Sevgili okuyucu.
Güzel arkadaşım için içinizden geçebilecek en güzel şeyleri düşünür müsünüz?
İyi düşününce iyi oluyor.
Yine olacak.
Biliyorum...
Onun yaşamak için çok sebebi var...
www.nurayilbars.blogspot.com