• Anne ben seni öldürmem! Korkma!

    Anne ben seni öldürmem! Korkma!

    Dafne epeydir benim itelemelerimi sürekli red ederken durduk yerde kendi kendine kitap kurdu oldu çıktı.Evde bekleyen yaşına uygun seçilmiş çocuk klasiklerini değil kendi tercih ettiği perili, prensesli, ejderhalı kitaplara daldı çıkmıyor.

    "Ne okursa okusun yeter ki okumayı sevsin, sonra iyi edebiyatı kendisi bulacak nasılsa" deyip hiç dokunmuyorum kızılcığıma. Bittikçe koşup yenilerini alıyoruz. Benim 8-9 yaşlarımda babamın Fakir Baykurt, Mahmut Makal hatta Tolstoy, Dostoyevski kitaplarının arkasındaki karalamalarımı gösteriyorum ona. Kitapların resimsizliğinden sıkıldıkça kendimce resim çizip kitabı düzeltmişim(!). Köy öğretmeni anne baba uzak bir orman köyünde nerden bulsun kızına resimli çocuk kitabı? Annem ona da anlatıyor "annen sandalye tepesine tüner elindeki bizim kalın kitaplarımızı hece hece sökmeye çalışırdı" diye. Kaç haftadır sevinç içindeyim, bızdık doğru yolu buluyor, ben zorlamadan kitap sevmeye başladı diye. Gece bende bir kitap, onda bir kitap uzanıyoruz yatağa. Uyku saatine kadar arada elele kitap okuyoruz.

    Ona satın alacağımız kitapları seçerken ben usulca göz atıyorum çaktırmadan. İçerik nasıl, korkutucu mu, şiddet var mı, hayalle gerçeği birbirine nasıl ulamışlar diye. Yeni kitapları ben de tanımıyorum çünkü. Eh bunlar Behrengi'nin "küçük kara balık"ı değil ki... Prenses Daisy ve küçük ejderha... Jessica ve sihirli süpürge... rafları dolaşırken şaşırıyorum bazen. Winx Cluplar, Witch'lere (kız çocuklarına özel sihirli güçleri olan peri kızlar) falan aşinayız artık ama sonu gelmiyor bu sihirli küçük kızların. Benim en fantastik çocuk kitabım hala her satırını ezbere bildiğim "Mary Poppins" iken onun kahramanları uzay dışı boyutlar arasında iyi kötü savaşı veriyor.

    Dafnecik bir süredir gazete okumaya da başladı. Alıyor eline günlük gazeteleri,yere seriliyor, önce fotoğraflara bakıyor sonra ilginç haberleri okumaya başlıyor. Bana yorumlar yapıyor, anlamadıklarını soruyor.
    Sürekli aklımda bir soru:
    Gazete okusa mı, okumasa mı?
    Gazeteler şiddet yüklü, kan revan içinde.
    Hele Çin depreminde Sabah gazetesinin ilk sayfasında yıkıntı arasındaki ilkokul çocuklarının cesetlerini görünce o gün tüm gazeteleri Dafne'den sakladım. Ama gelgelelim günlerdir poz poz boy boy resimlerle ilk sayfada manşetten haber olarak giren annesini öldürüp 13 parçaya bölen siyah tırnaklı kırmızı saçlı "anne katili"ni saklayamadım. Gazetelerde öldürme biçimleri üzerine anketler:
    annemi bıçaklayarak mı öldürsem?
    zehirleyerek mi?
    yakarak mı?
    Üzerine psikolog görüşleri yer alıyor: "Çocuklarınızı şiddetten uzak tutun, seyrettiği çizgi filmlere dikkat edin, aman ha arkadaşlarını kontrol edin... falan...

    Zamanında bize garip gelmeyen ama anne olduktan sonra
    düşündüğümde ne kadar çok şiddet içerdiğini şimdi farkettiğim "kırmızı başlıklı kızın anneannesini yutan kurt, kurtun karnını yaran avcı, üvey annesi tarafından pamuk prensesin kalbini bıçakla oyup çıkarmakla görevlendirilen avcı, Hansel ile Gretel'i ilerde şişmanlayınca yemek üzere kafese kapatan çocuk yiyen cadı kadın... böyle uzayıp gidiyor. Gerçi "biz okuduk bunları manyak mı olduk" ayrı konu ama bizler sokakta büyüyen dizi yara bere içinde yüzü gözü sokağın tozu kiri içinde çocuklardır. Kötü masallar gerçek olmazdı bizim zamanımızda. Ama bugün çocuklar sürekli şiddetle çevrili. Zamanında tüm bu masalları Dafne'ye okurken bu sahneleri yumuşatarak okumuştum ama okuma hevesindeki kızımı hayatın günlük şiddetinden nasıl koruyacağım?
    "Aman kızım herşeyi oku ama gazeteler hariç" mi demeliydim?
    Televizyonda zaten haberleri izletmiyorum ama....

    Nitekim korktuğum başıma geldi.
    Takside arka koltukta sarmaş dolaş otururken koltuğun arkasındaki cepte 20 dk gazetesini gören ve okumak için uzanan Dafne'yi manşeti görür görmez engelledim ama dönüp bana baktı ve dedi ki:

    " Anne ben seni öldürmem! Korkma!"

    Mine Baş
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.