• İSRAR ETMEYİN EDEPSİZLEŞMEYECEĞİM BU YAZIDA

    Artık, tekrar çalışan kadın konumunda olmak beni mutlu ediyor. Yaklaşık bir aydır çalışıyorum. Her sabah beklenmeyen bir enerji ile kalkıp giyiniyorum. Yeni şeyler öğreniyorum ve hayatta öğrenilecek ne çok şey olduğunu görerek şaşırıyorum. Ne kadar zamandır yazmadığımı farkettim geçenlerde. Sonra da ‘demekki hiç özleyen yok, ne beni ne de yazılarımı’ diye hayıflandım. Yok şaka bir yana ben yazmayı özlemişim. Ama buraya yazmaktan bahsediyorum, zira hala yazmaya devam ettiğim için hayatımda yazı adına aslında değişen bir şey yok elbet. Nisan ayı içinde yeni bir dergide yeni bir öykümü yayımlatmayı başardım. Artık bunları başarmak yetmiyor bana, kesmiyor beni. Beni tek tatmin edecek şeyin kitap olduğunu artık herkes biliyor, en az benim kadar.

    Ama sadece kendi öykülerimden oluşan, sadece kapağında benim ismimin yazdığı bir kitap benim istediğim. Yoksa kapağında diğer yazarlarla ismimin geçtiği üç tane kitabım var. Ama bu istediğim biraz daha bencilce. Sadece benim ismimin yazıldığı bir kitap kapağı benim arzuladığım.

    İşe başladığım ilk gün sanki işi dün bırakmışcasına bir enerji ile başladım. Dakikliğim, organize oluşum, sistematik davranışlarım bütün herşey geri döndü bir anda. Demekki bazı alışkanlıklar unutulmuyor sadece geçiçi olarak devre dışı kalıyorlarmış. Hatırlarmısınız işten ayrılırken bir yazım vardı, ne kadar garip bir ruh halindeydim. Onların hepsi geçti. Şimdi yeni bir hayatı yaşıyorum. Yeni insanlarla hemde oldukça genç insanlarla yeni şeyler öğreniyorum. Öğrendikçe bilmediklerime şaşıyorum. Her öğrendiğim yeni şeyde kendimi daha donanımlı hissediyorum. Bunları duyumsayabilmek, ‘off aman bu işte nerden çıktı, ne güzel oturuyordum evde’ demediğim için de şanslı sayıyorum kendimi. Demekki hala genç kalan, dinamik olan bir taraflarım varmış. Özenle hazırlanıyorum ama ölçüsünü kaçırmadan. Her gün işe giderken ilk kez evden çıkıyormuşcasına heyecanla hareket ediyorum.


    Hayatımızı yeni baştan şekillendirmek sanırım tamamen kendi elimizde. Ha hepimiz yeni şekillenmelerden hoşnut olmayabiliriz elbet. Durağan bir hayat, değişmeyen tempo hoşumuza gider bazılarımızın. Ama bunun beni mutsuz ettiğini ve edeceğini biliyorum ben. Her maceram kısa da sürse beni sallasın, çalkalasın istiyorum.

    Bu sabah yolda gelirken eşimle konuşuyorduk. Okinawa adasında uzun süre yaşamayı tartışıyorduk. Ben hemen itiraz ettim. Çünkü orada insanlar ağır konuşup yavaş yürüyorlarmış. Beni öldürün daha iyi. Çünkü beni şahsen tanıyanlar çok iyi bilirki, anlaşılmayacak kadar hızlı konuşurum ve nefes nefese kalacak kadar da hızlı yürürüm. Yani okinawa adası uymaz bana arkadaşlar. Hayatımda stres olmalı, gürültü olmalı, heyecan olmalı, adrenalin olmalı, gerekirse gözyaşı da olmalı. İstersem kısa yaşayım o kadar da önemli değil. Sakin, stressiz, herşeyin duru bir su gibi olması beni memnun etmeyecek, biliyorum. Ama okinawa adasındaki insanların en büyük şansı da 75 yaşlarına kadar aktif seks hayatlarının olmasıymış! Sanırım bir tek onu kıskandım. Koskoca iki sayfalık yazıda aklımda kalan tek cümlenin bu olmasına bakılarak varın gerisini siz düşünün. Belki bazılarınız itiraz edecek ve kızacak ama hayat sağlıklı beslenmeyecek kadar kısa, hayat kımıltısız yaşanmayacak kadar da kısa. Bilmem anlatabildim mi demek istediğimi.


    Yazmadığım süre içinde bir dolu entresan şey yaşadım aslında. Yeni öğretilen şeylerin yanısıra bilinçli kayıplarımda oldu. Çabaladıklarımda oldu elbet amma göz göre göre uçup gitti bazı şeyler. Bazı şeylerin önüne geçemediğimizi bu süreçte daha iyi öğrendim. İnsan kendi için özel olaral yazılan kaderi yaşıyor, bunu anladım bu yaşlarımda. İnsan kırkına yaşlanırken detayları daha iyi görebiliyor ne yazıkki. Önlemler alarak yaşamaktan nefret etmeme karşın, her anım bir sonraki saatimde kocam ve çocuğum için bize ne getirecek ya da bizden ne götürecek düşüncesi ile kıvranıyorum. Arada bir tüm düşüncelerden arındığımda oluyor elbet ama dediğim gibi yaşlanmaya ya da olgunlaşmaya başladıkça bu durum kaçınılmaz oluyor.


    İnsan bilinmezlikten korkarmış, kaostan korkarmış ve olası tehlikeler kimi, nereyi, nasıl ve ne derece etkileyeceğinden korkarmış. Bunu biliyor muydunuz. Bunları tüm bunları yeni işimin gereği olarak detaylı olarak öğrendim ve öğrenmekteyim hala. Hayatın bize hazırladığı binlerce riske karşın daha bir tetikteyim sanki. Eskiden pek çok şeyin farkında değilmişim. Acaba öyle yaşamak daha mı rahat ve kolaydı. Oda ayrı bir tartışma konusudur. Hayat şimdi benim için daha bir zor artık. Göz ardı ettiğim, farkına varmadığım, önemini kavrayamadığım ve artık önemsediğim pek çok sorunum var. En azından sorunlarımın ya da sorumluluklarımın farkındalığını yaşıyor olmakta bir kazanç gibi geliyor bana. Özetle arkadaşlar yeni bir iş yeni bir Demet yarattı sanırım. Ya da eski Demet’in şimdiye değin farkına varamadığı sorumluluklarını açığa çıkarttı. Özetle dertsiz başıma dert aldım da denilebilir bu duruma. Bu iş devam etsin etmesin daha bilinçliyim artık. Kazancımın asıl bu olduğunu biliyorum. Belirsiz olan geleceğimizin ana hatlarını çizebilmek ve o ana hatları belirginleştirebilmek için gayretim var şimdi. Özetle çok çalışmam gerek çook.


    Geçti biliyorum ama olsun yinede kutluyorum anneler gününüzü. Çocuklarımızın kokusunda, gölgesinde, kollarında, ötesinde berisinde uzun, mutlu vede güvenli, risklerden mümkün olduğunca arındırılmış bir yaşam diliyorum herkese.

    Demet Eşrefoğlu Vardar
    Mayıs 2006


    Not: Son düzeltme için okuduğumda yazıma yansıyan bu ağır, oturaklı vakur tavır şaşırtı beni arkadaşlar. Muhtemelen sizde aynı duygular içerisinde olabilirsiniz. Ya ne olmuş bu kıza diyecek bazılarınız, eminim buna. Sanırım ve de umarımki bu geçiçi bir durumdur ve o eski garip halime dönebilirim. Ve yine bazılarımızı kızdıran, bazılarımızı güldüren hınzır, müstehcen ve iflah olmaz yazılarımdan yazabilirim.
 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.