• BEN SIRADAN BİR KADINIM...ama...

    BEN SIRADAN BİR KADINIM...ama...

    Bir karış elbezi örmeyi örgü örmekten sayacak kadar yeteneksiz olan…
    Düğme dikmekten ve teğel yapmaktan gayri dikişten anlamayan…
    Bütün bu yetenekleri olmadığı için kendine kızan..
    Bu yeteneklere sahip olan arkadaşlarını aslında gizliden gizliye kıskanan…
    Kızına, kocasına, ailesine öyküler yazan…
    Yazdığı öykülerle ödüller alan...
    Kitapları olan, dergilerde öyküleri çıkan...
    Arada bir öfkelenen, hatta sık sık öfke sınırlarını zorlayıp dellenen…
    Zeytinyağlı fasulye pişirmeyi bir türlü öğrenemeyen…
    Topuklu ayakkabı giyme hayali ile bütün ayakkabılarını topuklu alıpta, hep aynı looferları giyen…
    Bazen cüretkar giyinip, sonradan pişman olan…
    Bütün gömlekleri biriktirip sonra da ütücüye götürecek kadar ütüden nefret eden…
    Kızına arada bir öfkelenen ve hatta ufak fiskelerle cezalandıran…
    Sonra kızı ağlayarak uyuduğunda deliler gibi pişman olup, başucunda binlerce kez özür dileyen…
    Haksız olduğunu bildiği halde, yanlış davrandığı eşine bir tek cümle söylemek için kıvranıpta, bir türlü söyleyemeyecek kadar inatçı olan …
    Her ay bir kitap okuyan ama kitaplarını korsan kitapçılardan alan…
    Şarap içmekten, tatlı yemekten çok ama çok zevk alan….
    Sigara içmekten ve ıspanaktan nefret eden…
    Rastladığı, okuduğu her güzel sözü kesip saklayan…
    Tırnaklarına özen gösteripte, asla on'unu bir arada kullanamayacak kadar sakar olan…
    Anıları var diye 8-9 yıllık etekleriyle bir türlü vedalaşamayan…
    Bir kutunun içine tıktığı gençlik resimlerine, pijamaları ile tam ortasına oturduğu yatağına serperek ayda bir bakıp, tatlı tatlı ağlayan…
    Arada bir gece aklına gelen, kafasında kurguladığı ailesi ile ilgili trajedi varsayımlarına ağlayıp, uykusunu kaçıran, sonrada bunalıma giren.…
    Hayatta yaşadığı ilkleri ve tarihleri unutmayacak kadar geniş bir hafızasıya sahip olan…
    Niye poz verdiği her karede bu kadar kötü ve bakımsız çıktığına bir türlü inanamayan…
    Buna karşın düğün fotoğraflarının hepsinde bir melek kadar güzel çıktığına inanan…
    Aslında televole gibi programlardan nefret eden ama sebebini bilmediği bir merakla bakmaktan da kendini alamayan, bu yüzden kocasından bir araba dolusu eleştiri alan…
    Her Türk filminde ağlayan…özellikle "selvi boylum al yazmalımı" yüzlerce kez seyretmiş olmasına karşın ilk kez seyrediyormuşcasına kendinden geçen ve "sevgi emektir" lafına sevdalanan….
    Ankara fanatiği olmasına rağmen, 3. günün sonundan itibaren İstanbul-İstanbul, Evim-Evim diye kıvranan....
    Her sabah kalkıpta yarın daha erken kalkacağım diye karar veren…
    Sezeryandan sonra oluşan göbeğini eritemeyen ve bundan da aslında ölesiye nefret eden….
    İkinci bir çocuk çok istemesine rağmen, aslında bir tarafının da buna cesaret edemediğine bir türlü kendisini inandıramayan ve suçu kocasına atan…
    Bir türlü dantel çamaşırlara alışamayan ve devamlı kaşınarak heryerini kıpkırmızı yapan...
    Çiçekli, kenarı su taşlı penye çamaşırlara bayılan ve çokta rahat eden…
    "I hate you than I love you" şarkısı ile çok romantik bir sahil kenarında, yakomozlar ışıldarken, siyah bir elbise ve çıplak ayaklarla dans etmek isteyen...
    Hala kışın üstü ayıcıklı kalın penye, yazın askılı ama çiçekli penye pijama giyen…
    Bir türlü seksi askılı, jarse geceliklerini giyemeyen ve de artık içlerine sığmayan…
    Diş fırçalarken hala macun kullanamayan…
    Aklı fikri kızının gofretlerinde olan, ona çaktırmadan gizli gizli yiyen, yakalandığında öksürük krizine tutulup rezil olan…
    Yatak düzeltmekten nefret edipte, niye bunu her sabah kendinin yaptığını anlamayan…
    Neden hazırlanacak yemeklerin, yıkanacak çamaşırların, yapılacak alışverişlerin derdinin kendisini sarmaladığını anlamayan…
    Her sabah kıyafet karmaşası içinde kararsız kalan, bütün dolabı yatağına yığdığı halde, son dakika aslında ilk giydiğini giyip her seferinde işe geç kalarak evden çıkan…
    "Have you ever really loved a woman" dinlerken her seferinde başka düşüncelere dalan….
    Düdüklüye koyduğu mercimek çorbasının dibini tutturmadan bir türlü pişirmeyi beceremeyen…
    Cep telefonunu düzenli olarak yanında taşımayı bir türlü öğrenemeyen…
    Çalışmak istemeyipte, akşamüstleri kek yapıp, Türk filmleri seyretmek isteyen…hatta paralı ve altınlı günler yapmak isteyen…
    Kendinde olmayan müzik aleti çalma yeteneğinin kızında olması umudu ile çırpınıp, gayret eden…
    Her sene kınadan dövme yaptırıpta bir türlü gerçeğine cesaret edemeyen…
    İğne olmayı, açık kalp ameliyatına tercih edecek kadar korkak olan…
    Nerdeyse 35 yaşına gelmiş olmasına rağmen, her sene pastanın üstündeki mumu söndürmeyi ihmal etmeyecek kadar çocuk ruhlu olan …
    Yaptırdığı permadan veya röfleden ertesi gün nefret eden…
    Evlendiğinin 5. günü kocasının arabayı neden Ankara istikametine değil de İstanbul istikametine sürdüğünü anlayamayan ve babam geç kaldım diye kızar paniğine kapılacak kadar saf olan…
    Eşi ile yaptıkları ilk yaz tatili dönüşü, Çanakkale yolundan gelirken başını sola çeviripte eşini ne kadar da sevdiğini duyumsayan…
    Kızını baleye götürürken E-5'te seyreden tüm arabalara kızan, küfreden, korna çalan eşini, artık anlamadığını farkeden…
    Her gün annesinin sesini duymadan rahat edemeyecek kadar çocuk olan…
    Apartmandaki çocukların artık ona "Demet teyze" diye seslendiklerinde "deli mi bunlar" diye iç geçiren…
    Artık çılgınlıklar yapamayacak kadar yaşlanmış olduğunu hisedecek kadar da karamsar olan…
    Cinsiyeti dışında heryeri, tıpatıp babasına benzeyen kızının, "parmakları da bana benziyor" diye kendini teselli eden bir kadınım...
    yani...
    Sıradan bir kadınım işte…ama.

 
 

Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.