• Formül Sütle Beslenme

    Halk arasında kısaca hazır mama denilen gıda maddeleri bu bölümde anlatılacaktır. Hazır mamaların süte benzer yapıdakilerine formül süt denilmektedir. Bunlar inek sütü modifiye (=değiştirilmek) edilmek yoluyla elde edilirler. İnek sütü bir şekilde anne sütüne benzetilmeye çalışılmaktadır. Eksik olan maddeler eklenmekte, fazla olanlar azaltılmaktadır. Teknolojinin bugün vardığı noktada anne sütüne olabildiğince yakın mamalar üretilmektedir. Fakat üretilen mama bir gün anne sütüne tam anlamı ile eşdeğer yapılsa bile anne sıcaklığını ve yakınlığını içermesi mümkün olmayacaktır. Beslenme yönünden belki eşit olabilir ama hiçbir besin maddesi anne memesinden emilerek alınmadığı sürece anne sütünün yerini tutamayacaktır.

    Formül süte başlarken gerekli olduğuna doğru karar verilmelidir. Yersiz şüphe ve gerekçelerle mamaya başlamak yanlış olur. Bu kararı doktorun vermesi gerekir. Bu konu anne sütü ile beslenmenin içeriğinde anlatılmıştır. Formül sütle beslenme kararının doğru bir nedenle verilmiş olduğunu varsayarak yazıya devam ediyorum.

    Bunu için öncelikle gerekli malzemeler incelenmelidir.

    Biberonlar

    • Hammaddesi: Günümüzde genel olarak cam ve plastikten yapılmaktadır. Plastikten üretilenler de iki ayrı maddeden üretilirler; Polikarbonat ve Polietilen. Bunlardan polikarbonat daha çok tercih edilmektedir. Daha sağlıklı olanı camdan yapılanlardır. Kırılabilme nedeni camdan yapılanların yegane olumsuz yönüdür. Plastik olanlar kolay kırılmazlar ama zamanla deforme olabilirler. Özellikle sıcak etkisiyle renkleri değişir. 100 derece ısıda 20-30 dakika kaynatılan polikarbonat biberonlardan Bisfenol-A denilen bir madde açığa çıkar. Biberonun içersinde mama varken bu ısıda, bu sürede kaynatılması pek mümkün değildir. Fakat temizlik nedeniyle kaynatıldıklarında beslenmeden önce yıkanmalıdırlar. 30 yıla yakın zamandır polikarbonat biberonlar kullanımda olup, zararlı oldukları hakkında bir kanıt bulunmamıştır.
    • Şekil: Çeşitli şekillerde olabilirler. Sıklıkla yuvarlaktırlar. Eğri, iki yollu, açılı, kısa, uzun gibi tipleri vardır. Anneler bebeğin durumuna göre uygun gördükleri şekilde olanı tercih edebilirler. Eli ile biberonu tutabilecek kadar büyük çocuklarda iki yollu olan uygun olabilirken, yeni doğmuş bebekler için kısa ve küçük olanlar daha uygundur.
    • Fonksiyon: Değişik özelliği olan biberonlar vardır. Vakum oluşturmayan, içersinde hava almayı sağlayan tüp bulunan, emzik üzerine basınç yapmayan gibi farklı özelliklerde biberonlar üretilmektedir. Kullanılacak amaca uygunluk burada etken olmalıdır. Formül süt için kullanılacak olması ile su veya meyve suyu için kullanılacak olması gibi işlevsellik ön planda düşünülmelidir.
    • Hacim: 50 gramlıktan başlayarak genellikle 250-300 grama kadar olan çeşitleri bulunmaktadır. Kullanım amacı ve bebeğin ayına göre seçilecektir.

    Emzikler

    Biberon emzikleri bu bölümde anlatılacaktır. Yalancı meme yerine geçen emzikler konumuz dışındadır.

    • Hammaddesi: Genel olarak silikon, lateks (kauçuk) ve lastik benzeri maddeden yapılırlar. Lateks olanlar esnek ve yumuşaktırlar ama dayanıklı değillerdir. Silikon olanlar daha serttir ama kolaylıkla deforme olup şekilleri değişmez. Lastik benzeri maddeden üretilenler günümüzde pek kullanılmamaktadır.
    • Şekil: Klasik, damaklı (ortodontik), ucu yuvarlak veya düz olan gibi değişik tiplerde yapılırlar. Damaklı denilenler diş gelişimini ve damak yapısını bozmadıkları iddia edilir. Düz tarafı dile gelmelidir. Ucu düz olanlar anne memesine benzetilmeye çalışılmıştır.
    • Boyut: Ebatları da değişiktir. Genellikle numaralandırılmışlardır. 0,1,2,3 gibi büyüdükçe artan numaraları vardır. Bebeğin ağız yapısına uyan tercih edilmelidir.
    • Deliği: Amaca göre farklı delikleri bulunur. Deliği tek veya fazla sayıda olabileceği gibi, deliğinin de farklı şekilde olanları vardır. Yavaş akması istenilen durumda tek ve küçük delikli tercih edilirken, koyu kıvamlı mamalar için büyük ve çok delikli olanlar kullanılmalıdır. Yeni doğanlarda çok küçük delikli olanlar kullanılırken, ilerleyen aylarda daha büyük delikli olanlara geçilir.

    Biberon emziği seçerken kullanım amacı, bebeğin yaşı, anne memesine benzerliği gibi bir çok konu göz önünde bulundurulmalıdır. Her şeyin üstünde bebeğin tercihleri de hesaba katılmalıdır. Bebekler bazı emzikleri beğenmeyebilirler. Anneler farklı tiplerde olanları alıp, ısrarla bebeklerinin beğenecekleri emziği bulmak için uğraşmak zorunda kalabilirler. Gerçekte aç kalan bir bebek sonuçta emzik tipi için fazla seçici davranmayabilir.

    Emzikler kullandıkça bozulurlar. Esnemeye, büyümeye ve renk değiştirmeye başlarlar. Deforme olan emzikler emme esnasında kopabilirler. Bu tehlikeli bir durum olabileceği için dikkatli olunmalıdır.

    Aksesuarlar

    Bebek biberonları için farklı amaçlara yönelik yardımcı aletler bulunur. Bu bölümde bunlar kısaca anlatılacaktır.

    Sterilizatörler: Biberonları mikroptan arındırmak için genellikle elektrikle çalışan aletlerdir.

    Isıtıcılar: Biberon içersindeki mamayı sıcak tutmak veya ısıtmak için kullanılan genellikle elektrikli aletlerdir.

    Fırçalar: Biberonu ve emziğini temizlemek için farklı tiplere yönelik farklı fırçalar mevcuttur.

    Termoslar: Biberonun içindeki veya hazırlanan mamayı bebeğe yedirene kadar soğumaması için yapılmışlardır. Zorunlu olmadıkça bebeklere taze hazırlanmış mama verilmesi önerilir. Ancak gerekli durumlarda kullanılabilir.

    Biberon ve emzikler ne zaman değiştirilmelidir ?

    Biberonlar kullanıldıkça değişime uğrarlar. Rengi farklılaşır, bu çok önemli değildir. Fakat yüzeyinde yabancı maddeler tutunmuş olmamalıdır. Ayrıca çatlak, sıyrık, sızdırma gibi durumlarda değiştirilmeleri gerekir. Hasarlı yüzeylere mama takılır. Daha sonra burada mikrop üremesi meydana gelir.

    Emzikler biberonlara oranla daha kolay bozulurlar. Esnemeye, incelmeye başlarlar. Deliği zamanla genişler. Ters çevrilen biberondan mama damlayabilir ama huzme şeklinde akmamalıdır. Bu aniden fazla miktarda mamanın bebeğin boğazına gitmesine ve sorunlara yol açabilecek bir durumdur. Yapısı bozulan emzikler yapışmaya başlarlar. Bunların bebek tarafından kullanımı oldukça zor olur. Emmek istediğinde emzik yapışır ve mama geçişine izin vermez. Genel olarak en kaliteli emzikler bile ancak 2-3 ay özelliğini koruyabilir. Kısa aralıklarla değiştirilmeleri uygun olur. Kullanım sırasında da sayıca fazla olmaları kolaylık sağlar.

    Biberon ve emzik temizliği nasıl yapılmalıdır ?

    İlk satın alındıklarında su ile yıkanıp 5 dakika suda kaynatılmaları gerekir. Bundan sonra tercihen bulaşık makinesinde veya sıcak sabunlu su ile yıkanmalı ve durulanmalıdır. Daha sonra temiz bir havlu veya benzeri bir örtü üzerinde kurumaya bırakılmalıdır.

    Bebek beslenmesinde kullanıldıktan sonra içersinde mama bekletilmemelidir. Kalan mama dökülüp, fırça ile biberon önce su ile daha sonra sabunlu su ile yıkanmalıdır. Bundan sonra da 5–10 dakika kaynar suda kaynatılmalıdır. Bir sonraki beslenmeden önce yine durulanmalıdır.

    Artan mamalar bozulur ve içersinde bakteri, mantar gibi bebeğe zararlı olabilecek mikroplar üreyebilir. Mamalar yağ da içerdiği için su ile durulamak yeterli olmaz. İç yüzeylere sıvaşan gıda artıkları ancak fırça ve sabunlu su yardımı ile temizlenebilir.

    Biberon ile beslemede dikkat edilmesi gereken konular

    • Mama bebeğin muhtemel beslenme saatinden biraz öncesinde hazır edilmelidir. Bebekler her zaman tam saatinde acıkmazlar. Daha önce acıkabilecekleri düşünülmelidir. Acıktığı için ağlamaya başladıklarında anne panikleyerek mamayı hazırlamada zorluk yaşayabilir.
    • Daima kaynatılmış ve soğutulmuş mama suyu elinizin altında hazır olmalıdır. Bebek acıktığında su yeni kaynatıldığında soğutmak oldukça zahmetli ve vakit alıcıdır.
    • Bebeğin yemesi beklenen miktarda mama hazırlanması uygun olur. Bebekler büyüdükçe aldıkları mama miktarı gittikçe artar. Biberonundaki mamasını bitirdiği halde daha ister gibi aranmaya ve ağlamaya başlıyorsa miktar bir sonraki öğünde bir ölçü arttırılmalıdır. Her seferinde bir ölçü fazla hazırlanması bir maliyet zararıdır. Bu önemsenmediğinde her öğünde yapılabilir fakat önerilmez.
    • Kalan mamalar mutlaka atılmalıdır. Bebeğin ağzına ve tükürüğüne temas etmesi ile mamaya bulaşan bakteriler kolaylıkla üreyerek hastalanmasına yol açabilir. Her beslenmede taze mama hazırlanmalıdır.
    • Biberon ile bebeği tercihen annesi beslemelidir. Özellikle anne sütü de alan bebekler başkaları tarafından beslendiklerinde anne memesine yabancılaşmaya başlarlar. Memeyi bırakmadaki bir diğer etken biberon emziğinin deliğinin büyük olmasıdır. Bebekler de herkes gibi kolaya eğilimlidir. Biberondan anne memesine göre daha kolay beslendikleri takdirde kolaya yönelirler. Bunda mamanın tadı başka etkendir. Bazı bebek mamaları şeker içerdiği için bebekler tatlı gıdalara eğilim gösterebilirler.
    • Annesinin ayni kendi memesini emziriyormuş gibi bir pozisyonla bebeğini kucağına alması ve tek farkla bebeğin ağzına biberonun emziğini sokması uygun olur. Eğer koşullar gereği bebeği annesinden başkası besleyecek ise anne sütü verir pozisyonunda beslenmelidir. Kesinlikle bebeğe yattığı yerden biberon verilmemelidir. Bu kolaylıkla orta kulak enfeksiyonuna yol açabilen bir durumdur.
    • Hazırlanmış olan mamayı soğutmak veya ısıtmak için uygun ısıda su kullanılmalıdır. Mamanın ısısı besleyecek olan kişi tarafından kolunun iç yüzeyine damlatılarak kontrol edilmelidir. Beden ısısı ile ayni olması tercih edilir. Sıcak olduğunda daha soğuk suya biberonu koymak veya aksi durumda da sıcak suya koymak gerekir. Hazırlanmış mama kaynatılmaz. Keza sıcak su ile de hazırlamamak gerekir. Önce suyu ılıtıp sonra mamayı hazırlamak doğru olur.
    • Bebeği beslemeden önce bebeğin burnundan rahat nefes alması kontrol edilmelidir. Eğer rahat nefes alamıyorsa serum fizyolojik veya benzeri bir damla ile burnu temizlenmelidir. Aksi takdirde bebek ağzından hem beslenmeyi hem de nefes almayı başaramayacağı için beslenemeyecektir.
    • Bebekler biberon ile beslendiklerinde anne memesine oranla daha fazla hava yutarlar. Beslendikten sonra bu hava mutlaka çıkarılmalıdır. Başı besleyen kişinin omuzuna ve yüzü dışa dönük olarak bebekler yatırılmalı ve sırtlarına ufak ufak elle vurarak bu hava dışarı çıkarılmalıdır. Aksi takdirde bebekler sancılanabilir ve bu havayı çıkarırken kusabilirler. Bu işlem sırasında bebeğin karın kısmına anne memelerinin baskı yapmamasına dikkat edilmelidir.
    • Yutulan hava çıkartıldıktan sonra bebeği hafifçe yan olarak yatırmalıdır. Kucakta tutulduğunda ve bebek hareket esnasında karnını kastığında biraz önce emdiği mamalar ağzından geri gelir.
    • İnsanlarda yemek borusu ile midenin birleştiği noktada bir adale dokusu vardır. Bu doku su borularına takılan çekvalf denilen parçaya benzer bir görev yapar. Ağızdan alınan besinlerin mideye geçişine izin verirken geri kaçmayı önler. Fakat bu sistem bebeklerde henüz yeterince işlev kazanmamıştır. Yeni beslenmiş bir bebeği ayaklarından baş aşağı çevrildiğinde tüm yedikleri geri çıkar. Halbuki daha büyük çocuklar tok karnına amuda kalksalar besinler ağızlarından geri gelmez. Halk arasında kusma olarak söylenen bu durum aslında gerçek anlamda bir kusma değildir. Zira tıbben kusma bir hastalık durumunda ortaya çıkan bir durumdur. Bebeklerde olan bu adale dokusunun yeterince gelişmemesine bağlı olarak emdiği gıdaların geri gelmesidir. Kusmadan farkı ağzının kenarından akmasıdır. Kusma mide kasılması ile daha basınçlı olarak ortaya çıkar. Gıdalar emdikten kısa bir süre sonra geldiğinde ayni emdiği formdadır. Eğer aradan belirli bir süre geçerse süt kesiği gibi daha farklı bir yapıda ve kokuda olur. Bunun nedeni emdiği süt veya mamanın midedeki asit ile reaksiyona girmesi sonucu kesilmesidir. Her iki de normal durumlardır.
    • Bebekler anne sütünü daha iyi sindirmelerine karşın mamayı daha fazla çıkartabilirler. Formül mamalara değişik şekillerde tahammülsüzlük gösterebilirler. Bu durumun hekimce değerlendirilmesi, gerekiyorsa mamanın daha uygun başka bir çeşidi ile değiştirilmesi gerekebilir.

    Formül Mamaya Tahammülsüzlük Belirtileri

    Bebekler için ideal besin maddesi anne sütü olduğu için bebekler kullanılan formül mamalara farklı şekillerde reaksiyon gösterebilirler.

    • Fazla miktarda kusma
    • Dışkının sayıca ve kıvamca değişmesi. Cıvıklaşma, katılaşma,az veya çok kaka yapma.
    • Sancılanma, huzursuzluk ve ağlama
    • Deride bazı döküntülerin ortaya çıkması, derinin renginin ve yüzeyinin pürüzsüzlüğünün değişmesi
    • Kilo artışının olması uygun olan seyirde olmaması

    Bu gibi belirtiler ortaya çıktığında doktora danışılmalıdır.

    Formül Mama Çeşitleri

    Bebekler için en iyi mama yoktur. Ancak bebeğe uygun olan mama vardır. Günümüzde varılan teknoloji düzeyi ile farklı özelliklerde formül sütler üretilmektedir. Burada bunlar hakkında genel bilgiler verilecektir.

    1. Anne sütü adapte = benzetilmeye çalışılmış olanlar
    2. İleri formüller – Devam Formülleri
    3. Diyet formüller
    4. Kaşık mamaları
    5. Özel formüller
    6. Katkı formüller

    Adapte Formüller

    Bu mamaların hazırlanmasında anne sütü temel alınmış ve formül anne sütüne olabildiğince benzetilmeye çalışılmıştır. Genellikle üretici firmalar tarafından 1 numara ile isimlendirilirler. Bazı firmaların farklı numaralandırma sistemleri vardır. Ayrıca yarı adapte adı geçen bazı ürünlerde bulunur. Bunlar kısman anne sütüne benzetilmiş mamalardır.

    İleri Formüller – Devam Formülleri

    Büyüyen bebeğin gereksinmeleri göz önünde bulundurularak anne sütünden farklı özelliği bulunan mamalardır. Genellikle 2 numara ile adlandırılır. Bazı firmalarda 3 numara verilmiştir. Çoğunlukla 4 aydan sonra verilmesi uygun olan formüllerdir.

    Diyet Formüller

    İshal durumunda geçici olarak beslenmeye yönelik olarak üretilirler. İshal maması olarak kullanılabileceği gibi inek sütüne karşı reaksiyon gösteren bebeklerde de kullanılabilir.

    Kaşık mamaları

    Kaşıkla beslenebilecek, yarı katı gıdalarla beslenme zamanı gelmiş olan bebekler içindir. Tahıllı, meyveli gibi değişik tat ve yapıda olanları vardır. Bazıları toz, bazıları hazır haldedir. Toz olanların kimisi su, kimisi süt ile hazırlanmaktadır.

    Özel Formüller

    Beslenmesinde özel gereksinmeleri olan bebekler içindir. Örneğin doğuştan fenilketonüri hastalığı olan bebekler için üretilen mamalar vardır. Ayrıca kusmayı azaltan (AR = Anti regurjitasyon), gaz sancılarına neden olmayan (AC = Anti Kolik) , sindirimi kolay olan ( Milupa Comformil), laktozu düşük ( Nutricia Almiron), prematüre bebekler için ( Nutricia Nenetal, Nestle Alprem, vd.) gibi değişik özelliklerde olan formüller bulunur.

    Katkı Formüller

    Sağılmış anne sütüne katılan protein katkıları (Euprotein), saf protein (Protifar), karbonhidrat (Fantomalt), karışık katkılar (Pediasure) gibi farklı gereksinmeler için üretilirler. Bunlar beslenme ürünlerine ek olarak kullanılırlar.

    Bu içerik sınıflaması dışında form olarak da toz, konsantre ve içirilmeye – yedirilmeye hazır halde olan şekillerde vardır.

    Son söz olarak belirtmek istediğim bazı noktalar var:

    Bebeğin formül sütle beslenmesinin gerekli olduğu kararını daima doktorun vermesi gerektiği gibi hangi çeşidinin, ne miktarda verileceğine de yine doktor karar vermelidir. Yakın zamana kadar bu formül sütler ve mamalar sadece eczanelerde satılmaktaydı. Artık çocuk bezi, diş macunu gibi eczane dışındaki yerlerde de satılmaya başlanmıştır. Bu uygulama şimdilik tartışmalıdır. Benim görüşüme göre eski hali de tartışmalı idi. Ülkemizde yaşanan gerçekler ile aslında nasıl olması gerektiği konuları zaten hep farklı olmuştur. Normal olarak formül sütler de ilaçlar gibi doktorun önerisi ile kullanılmalıdır. Fakat ne yazık ki ülkemizde her türlü mama, ilaç doktorlar yanında herkesin önerileri ile kullanılmaktadır. Çoğunlukla da diğer insanların tavsiyeleri doktorun fikirlerinden öne geçmektedir. Bu yeni uygulamayı protesto eden bir çok eczanenin mama satmayı bırakması üzerine durum karışık bir hale gelmiştir. Bir çok aile eskiden eczanede çalışanlara danışmakta ve onların önerileri ile bir ürünü kullanmaya başlamaktaydı. Bu durum da tartışmaya açıktır. Eczane de bulunan kişi bir eczacılık eğitimi almış olabileceği gibi orada çalışan birisi de olabilir. Eczacı bile olsa bebek beslenmesini, hangi bebeğe ne verileceğinin eğitimini almış değildir ki. Bu konudaki tüm bilgisi varsa kendi deneyimleri ve pazarlama elemanlarının anlattıklarıdır. Bizlerin yaşadığı bir çok gözlemimizde eczanelerin önerilerinde hangi ürünün satışı eczane için daha olumlu olacaksa o ürün öncelikli olmaktadır. Şimdi ise eş, dost komşu önerileri ile market raflarında bulunan ürünlerden birileri alınıyor. Çok yanlış durumlar yaşanıyor. Bir tecrübeli aile komşusuna örneğin Milupa mama öneriyor,- bu bir marka olup, bu marka altında onlarca çeşit mama vardır- diğeri de üzerinde bu ismi gördüğü rasgele bir ürünü alıp başlıyor. 2 aylık belki de ek besine gereksinimi olmayan bir bebeğe 6 aydan büyük bebekler için üretilen bir formül verilebiliyor. Benim bireysel gözlemlerime göre en büyük marketlerde bile istenilen her çeşit ürün bulunmuyor. Mama üreticileri ile görüşmelerimde ise onlar da büyük marketlerin az satılan ürünleri değil bulundurmalarını, satılan ürünleri bile raflarına ancak bazı özel anlaşma şartlarının karşılanmasından sonra koyduklarını ifade etmekteler. Bebek beslenme ürünlerinin ticari bir meta haline gelmesi bir çok ticari olayları da beraberinde getirmektedir. 300 gramlık bir toz mamanın Şubat 2002 tarihinde 10 milyon civarında bir bedelle satılıyor olması bir çok sıkıntının temelini oluşturmaktadır. Bir bebek bu kadar mamayı yaklaşık 3 günde tüketir. Mama üreticiden tüketiciye ulaşana dek bir çok aracıdan geçer. Her basamakta üstüne maliyet ve vergiler eklenir. Basamaklarda yer alan herkes para kazanmayı da doğal olarak amaçlar. Tüm bunların sonucunda da bebeğini beslemeye çalışan aile tüm bunları öder. Bu bedelin yüksekliği karşısında aileler daha ucuza bebeğini beslemenin yollarını aramaya başlarlar. Bütün bu sorunların çözümü aslında çok basittir. Doğa kendi çözümünü bulmuş ve anne sütü mucizesini yaratmıştır. Dilerim ki tüm anneler bebeklerini kendi sütleri ile beslesinler. Bizler de formül sütler ile uğraşmayalım.

     
     

    Bu site Lidya.Net tarafından hazırlanmış ve yayınlanmaktadır © 1998-2012. Bu sitede yayınlanan yazılar, kaynak ve yazarı belirtilmek kaydıyla kullanılabilir.
    İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren AnneCocuk.com adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K' nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan ve yazdıkları yazılardan kendileri sorumludur.
    AnneCocuk.com ile ilgili yapılacak tüm hukuksal şikayetler iletişim linkinden iletişime geçildikten sonra en geç 2 (iki) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve size geri dönüş yapılacaktır.